5 Ağustos 2009 Çarşamba

Çiğ Tanesini İteklerken Bülbül


Nar tanesini yakuta değişmeyenlerdeniz. Bizim elimize unufak oluş, dağılış yapışmaz. Bir yüzüğe taş edilecekse kanayan ateş, anlayışın mesleğine tacedilir.


Evet, sevilecek her şey bu kadar küçük. Ve bu kadar küçük her şey alemler taşıyor içlerinde. Geçmişleri ve gelecekleri uçuşuyorlar havada.


Fındık kurduna fındık, atlastan döşek, bir yeryüzü cenneti. Sen hiç yanılmayan, bir incir çekirdeğini, çitlembiği, fasulye tanesini ne zaman geleceğe gönderilen bir mektup olarak gördün?.


Hayranlıkla bakılacak her şey evet bu kadar küçük. Yarin bir gün toprak olacak gözlerinden, gülüşlerinden, kaynayışlarından küçük.


Bülbülün niyazından küçük, yuvarlanan kayadan, gökyüzünden, deryalardan.


Ve her tanede bir alem, her alemde bin bir başka alem var.


Ve her şiirin bir Asaf'ı.


Şiirden küçük, şiirinin de babası.


Şiir yazdığını düşünürken, şiirle yazılan insan, insaf, kavrayış.


Ey Güzel! Aşkın o kadar büyük ve kutsal ise, neden bir kum tanesine bile sığınak olamamaktasın?