15 Mayıs 2009 Cuma

Sadakatin Hakedileceğini Düşünmek, Sadakatsizliğin Hakedildiğini Düşünmektir !

Sadakati "hak etmek" için hep en iyi, en güzel, en dinç, en taze ve "kıyaslanabilir" olmamız gerekiyorsa bunu başarabilecek insan yok. İnsan bu: Yorulacak, dert sahibi olacak, hastalanacak. Her daim başarılı olamayacak. Başarı yolundayken kaybedenlerden görülecek ve tersi.

Başkalarına yardım ederken kendi çıkarlarımızı unutarak, eve götürdüğümüz ekmeği elimizden düşürerek insanlaşıyoruz.

Sana sadık olmayan, kıskandığın bir başkasına mı sadık olacak?

Herkes aldatılabilir. Ama herkes aldatmaz.

Tutarsız bir insana, sözünü tutamayan bir insana düşman olmamamız, onun hallerini anlamamız yaptığını onaylamamız anlamına gelmez. Farkındalık, aynı şeyi bizim de yapmayacağımız anlamına gelmez.

İnsandır. Yapar. "İnsanız, yaparız!" demek değil bu. Sadece, kendisini başkasına kıyasla üstün, "şerbetli", kurtulmuş görmemek; hayata, düşünceye, duruşuna, eylediklerine, tarzına dikkati elden bırakmamak demek.

Başkalarının bekçisi değiliz, gecenin merhametliliği, kabahatleri örtücülüğü, yanlış bildiğimizi hoşgörmekte değil, insanlara insanlık gücü verebilmekte. Güneş gibi aydınlatıcı olmamız, kabahat ve kusur deşelememizde değil: İnsanlara, insanlığa çıkış bulabilmemiz, mantık verebilmemiz, insanlığı ve insan olmayı sevdirebilmemizde.

Sadakatsizlikle karşılaşırsak, haketmediğimiz ya da hakettiğimizden yola çıkmayacağız. Belki bir insan bizim yüzümüzden incindi, intikam yolunu seçti, insan gibi davranmayı adil bulmadı, duruşunu kaybetti, ya da zaten hiç sahip olmadığı bir şeye daha da yabancılaştı. Mümkün.

Etrafınızın en güzeli, en çekiliri, en sağlıklısı, en tazesi, en akıllısı olmak zorunda değilsiniz. Tabii ki en kötü huylusu, en haini, en serti, en hakkaniyetsizi, en bakımsızı da.

Bazı yorgunluklar, bıkkınlıklar hayatınızın çiçek açacağına işaret. Bunu bilmek durumunda değil herkes. Bilenle bilmeyen arasındaki fark, buralarda kendini belli eder. Farkedileceği fark ediş, gelecek okumak değildir. Bilen, yani anlayışlı, ufku açık olan farklıdır, ama yanılmaz ve korunmuş değildir.

Sadakati hakedecek nadir insanlardansanız, haketmeyen çoğunluk var gözünüzde.

Sadece siz haketmiyorsanız başkalarının gözünde, buna itirazla insanlık bilincine ulaşacaksınız.

Konuşurken, herkes için, herkese açık, yanlışlanmaya açık konuşacaksınız.

Emek, ihtimam, özen gösteren insan daha fazla sadakat görecek diye bir şey yok. Yaptığını, yapılması gereken olduğu için yapacak.

Bir insanın sadakat beklemesi, sadık davranması, karşısındakini nerede bulabileceğine emin olması, söylediğini kasteden, kastettiğini söyleyen insanlarla haşır neşir olması kişilikliliğin toplumunda yaşayışa da işaret.

İnsan sadıktır. İnsan oluş, sadık oluştur. Konuşmada, anlaşmada, dayanışmada "hesaba katılan" hep "sözünde duruş"tur.

İnsan, olmuş bitmiş değildir, olmakta bitmektedir,
İnsan oluşta utopik olanla, gerçekleştirdiğimiz/hayata geçirdiğimiz arasındaki farkedilebilir fark medeniyete ölçülürlük yazmaya çalışanları düşündürebilmeliydi.